Ünlülerin sosyal medya içerik editörü ihtiyacı: Özgecan olayında Nihat Doğan örneği

Geçtiğimiz günlerde üniversiteli genç Özgecan'ın vahşice katledilmesi Türkiye'yi derinden etkiledi. İnsanlar Özgecan'ı kendi kızı, kendi kardeşi gibi görerek olaya hassasiyetle yaklaştılar. Bir çok insan 'bu adamlar asılmalı!' diyerek feryat ederken bir çok bakan ve siyasetçi de 'İdam cezasının yeniden konuşulması gerektiği' üzerinde durdular. Bu feryatlar ve çığlıklar haliyle sosyal medyada daha çok yankılandı.

Oyuncu Beren Saat'in sosyal medya hesabından yaptığı içten paylaşım #Sendeanlat kampanyasını tetikledi ve binlerce tweetin paylaşılmasına ve Özgecan'ın acısına ortak olma/ çözüm bulma çabasına dönüştü.

Diğer yandan sosyal medyada yapılan yorumlar arasında Nihat Doğan'ın tweeti oldukça tepki çekti. Şahsi hesabından attığı "Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın” tweeti binlerce insanın Doğan'ı sosyal medya'da linç etmesine neden oldu. Bununla birlikte bir kaç ünlü ismin de tweetleri tepki çekti ama ben burada Nihat Doğan örneği üzerinde kalmak istiyorum.

Toplumu derinden etkileyen üzücü bir olayın ardından; belki düşünmeden belki kasıtlı olarak böyle bir tweetin atılması bir sanatçı için stratejik bir iletişim hatası. Olayı neresinden tutarsanız tutun ortada bir cani ve mazlum var. Kendini savunamayan bir kıza yapılan vahşet var. Türkiye gibi sanatçıların topluma örnek olması gerektiği düşünülen bir ülkede bir sanatçının bir sözü söylerken bir hareketi yaparken iki kez düşünmesi gerekiyor. Bununla birlikte sosyal medya gibi her şeyi bir tıklama sonucu yayılabildiği bir ortamda sanatçılar/ünlüler/gazeteciler her aklına gelen şeyi aklına geldiği gibi yazmamaları gerektiğini bilmeli.

Sosyal Medya'yı ve sosyal medya etkisini önemseyen biri olarak toplumda bir etkisi olan bu sanatçı ve ünlülerin bir içerik editörüyle çalışması gerektiğini düşünüyorum. Nasıl ki başarılı bir kitap editörü, yazarı ve eserini yanlıştan korursa; sosyal medya editörü de aynı işi yaparak yazılacak o 140 karakterlik ifadenin etkisinden sanatçıyı koruyacaktır. Yada sosyal medya editörü kişi ile toplum arasında yazılacak ifadeyi kontrol eden bir güvenli alan olacaktır.

Kişisel anlamda da bizler sosyal medya paylaşımlarımızı yaparken bazı şeylere dikkat etmemiz gerekiyor;

1- Konuyla ilgili yeterince malumat sahibi miyiz?
2- Yazacağımız ifade birinin kişisel haklarını yaralıyor mu?
3- Yazacaklarımız psikolojik olarak olumsuz sonuçlar doğuracak mı?
4- Yazdığımız ifade yoruma açık mı? Tanımsızlıklar var mı? İstenilen yere çekilebilir mi?
5- Okuyan kişi anlatmak istediğimizi anlayacak mı?

Atılacak bir tweet için bu kadar şeyi düşüneceksek atmayalım olsun bitsin der misiniz? Bilmiyorum.

Fakat yazdığımız şeyin asla silinmediği bir sanal dünyada 30 saniye fazladan düşünmenin zararı olmaz sanırım.

Fatih Karaşahan